Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Sekiz askerin serbest bırakılacağını DTP'li
üç milletvekili bölgeye gitmeden önce biliyorduk'' dedi.
üç milletvekili bölgeye gitmeden önce biliyorduk'' dedi.
İŞTE ASKERLERİN TESLİM EDİLİRKEN
FOTOĞRAFLARI
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek, 8 Türk askerinin serbest bırakılması sırasındaki görüntülere dikkati
çekerek, “Mutabakat zaptı da dahil o görüntüye baktığınızda kim kimle beraber,
bu manada tarihi en sağlam belgedir ve orada olanlar suç üstü yakalanmıştır”
dedi.
Çiçek, 8 Türk askerinin serbest bırakılması sürecine ilişkin bir soru
üzerine, 8 askerle irtibat kurulması için devlet olarak, hükümet olarak çok
değişik seviyelerde çaba gösterildiğini söyledi. Çiçek, şunları kaydetti:
“Bu olayla ilgili, komşu Irak'ta
sıkıntılar sebebiyle merkezi Irak hükümetiyle
ve şu an fiili hakim durumda olan ABD ile temaslar
sürdürülmüştür. Dün meydana gelen sevindirici husus, bu temasların, kararlılığın
sonucudur. Askeri, diplomatik ve siyasi çabaların sonucu olarak dünkü olay
meydana gelmiştir. Bunun dışındaki her türlü görüntü, bir başka maksat içindir.
Kimsenin bu noktadaki tavassutu, gayreti ile dünkü memnuniyet verici husus
meydana gelmemiştir. Onların niyeti başka. Ama dünkü olay, bir şeyi ortaya
koymuştur. Kimler kimlerle iç içe, kimlerle kucak kucağa, kimlerle irtibat
halinde... Mutabakat zaptı da dahil o görüntüye baktığınızda kim kimle beraber,
bu manada tarihi en sağlam belgedir ve orada olanlar suç üstü yakalanmıştır.
İnsani mülahazaları öne çıkararak bu gerçeği kapatmaya çalışmamalıdırlar.”
Çiçek, “DTP'yi mi kast ediyorsunuz?” sorusu üzerine, “O
görüntüde kim varsa evet, onu kast ediyorum” yanıtını verdi.
“TERÖR İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR”
“Bazıları 'insani mülahazalarla gittik, geldik' diyorlar. Terörün olduğu
yerde insani mülahaza olmaz. Terör bizatihi insanlığa karşı suçtur” diyen Çiçek,
şöyle devam etti:
“Bunların dünkü olaya bir dahli olmamıştır. Bir kısım yayınlarda sanki 'bu
teşebbüs olmasaydı bu sonuç olmayacaktı' gibi neredeyse o kişileri bu manada
teşekkürle karşılamamız gereken bir noktaya getirmeye çalışıyorlar. Bu
kesinlikle doğru değil. Biz bir gün evvelden askerlerimizin Türkiye'ye
döneceklerini biliyorduk. Bizde mevcut olan bir bilgiydi. Bunu temin eden de
bizim resmen görüştüğümüz makamlardır. Vaka budur, doğru olan budur. Ancak
bundan kendine pay çıkarmak isteyen bir takım çevreler olmuş olabilir.”
Irak'ın kuzeyindeki oluşumun, olayın çözümüne katkı vermek
için girişimleri olmuş olabileceğini ifade eden Çiçek, ancak görüşmelerin resmi
makamlar üzerinden yapıldığını vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı
George Bush ile yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine Çiçek, şunları
kaydetti:
“Bizim sadece ABD'den değil, PKK'yı terör örgütü olarak kabul eden herkesten
beklentimiz aynı. AB, ABD, Irak hükümeti, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etti. Bu
örgütün faaliyetlerine, yuvalanmasına imkan verilmemesi lazım. Onun kaynaklarını
kurutmanız gerekiyor. Bu suça bulaşanları iade etmeleri gerekir. Bunlar
uluslararası hukukta kabul edilmiş prensiplerdir. Bizim isteğimiz, ABD dahil herkesin bunun gereğinin yapmalarıdır. Eskiden
'terör örgütü yoktu, vardı, dağlardaydı'... Dünkü görüşme, bu mazeretleri
ortadan kaldıran açık bir gerçektir. Terör örgütü orada var. Bunlara ulaşmak hiç
de zor değil, gazeteci gidiyor, Türkiye'den milletvekili gidiyor, dağlarda,
tepelerde bunlarla rahat konuşabiliyorsa Irak'ın hakimi
de konuşabilir, başkaları da konuşabilir.
Bu örgüt, batı dünyasının babası belirsiz çocuğudur. Onların politikasının
bir parçası olarak bu bölgede faaliyet gösteriyor. En büyük zararı bize,
Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlara veriyor. Çünkü orası yeteri kadar
kalkınamamışsa, bunun en büyük sebebi PKK'dır. Terör nedeniyle oradaki pek çok
yatırım yarım kalmıştır. Terör örgütü vasıtasıyla terör, maksadına ulaşmış
oluyor. Türkiye'nin kalkınmasının engellenmesi, kimlerin ekmeğine yağ sürüyorsa
örgüt onların maşası durumundadır. Bunlar, yabancı örgütlerin maşası olarak
Türkiye'ye gelip insanları, bebekleri, hamile kadınları öldürüyor. PKK, bugün
yabancı servislerin kullandığı örgütüdür.”
“IRAK'TA İSTİKRARI EN ÇOK ARZU EDEN ÜLKE BİZİZ”
Bir başka soru üzerine, Türkiye'nin amacının Irak'ın
istikrarsızlaştırılması olmadığını vurgulayan Çiçek, “Irak'ta istikrarı en çok
arzu eden ülke biziz. Çünkü en çok zararı biz görüyoruz. Amacımız, yeni bir
kaosa sürüklemek değil. Hiç arzu etmedik, etmeyiz. Bugünkü sonucun sorumlusu biz
değiliz. Biz savaş çıkmasın diye çalmadık kapı bırakmadık. Bugün de Irak'ın istikrarını istiyoruz. Bu istikrarı istemek,
vatandaşların terör saldırılarıyla hayatını kaybetme sonucunu doğurmamalıdır.
Yeni kaos ortaya çıkmaması ve istikrar isteniyorsa, bunu talep edenler
kendilerine düşeni daha fazlasıyla yapmalıdır” diye konuştu.
Teröre karşı tek bir tedbirden söz edilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, şöyle
devam etti:
“Birden fazla tedbirin alınması ve uygulanması gerekir. Askeri tedbirleri
aldık, bunun gereğini yapıyoruz. Başbakan'ın ABD'de bulunuşu
siyasi, diplomatik bir çabadır. Şu ana kadar herkes Türkiye'nin haklılığını
kabul etmiştir. NATO dahil, AB dahil 'bir ülkenin kendisini koruması hakkıdır'
diyebilmişlerdir. MGK'da diğer tedbirlere ilaveten ekonomik tedbirlere yönelik
tavsiye kararı var. Bir seri kararlar alındı. Bazıları yürürlüktedir. Şu an
bütün ümidimizi, dikkatimizi Washington Zirvesi'ne yoğunlaştırmış değiliz. Diğer
tedbirler de ilgili birimler tarafından alınıyor. Vatandaşlarımız bundan emin
olsun.”
Cemil Çiçek, terör suçlarına idam cezasının yeniden getirilmesi yönünde bazı
görüşlerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine, bu konunun Anayasa dahil
mevzuattan çıkarıldığını anımsatarak, konunun tekrar bu noktaya getirilmemesi
gerektiğini söyledi.
YAYIN YASAĞI
Çiçek, terör olaylarıyla ilgili yayın yasağına ilişkin bir soruyu yanıtlarken
de bunun, basın özgürlüğüne yönelik bir kısıtlama olmadığını söyledi. Terör
olayları nakledilirken başka sıkıntılara yol açılmamasını istediklerini
vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:
“İngiltere'de, İspanya'da ve ABD'de 11 Eylül
sonrasını hatırlayın. Bazı televizyon kanallarında işin ucunun kaçırıldığı
şeklinde bizatihi basın mensupları açıklama yaptı. Biz de tam orada dile
getirilen sebepleri dikkate olarak yasak getirmeye çalıştık. Terörün yapmak
istediği, toplum içerisinde kargaşa çıkarmak, kamu düzenini bozmak. Yayınları
yapanlar bunu istemese dahi... Bunun bir kısım emareleri, işaretleri oldu.
Devlet olarak bu bilgiye sahiptik. Devlet olarak bu yayınlara bu manada bir çeki
düzen verelim dedik. Kuruluşlarımız bu çeki düzeni kendileri verirse buna gerek
yok. Herkes kendi televizyonu, gazetesinde düşünerek, haberin, görüntünün
toplumda yaratacağı sıkıntıyı dikkate almalıdır. Özgürlük, sorumlulukla
beraberdir. Her özgürlüğün beraberinde getirdiği bir sorumluluk vardır. Bu
sorumluluğun yeterince yerine getirilmediğini bu özgürlüğü kullananlar da dile
getirmiştir.”
FOTOĞRAFLARI
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçek, 8 Türk askerinin serbest bırakılması sırasındaki görüntülere dikkati
çekerek, “Mutabakat zaptı da dahil o görüntüye baktığınızda kim kimle beraber,
bu manada tarihi en sağlam belgedir ve orada olanlar suç üstü yakalanmıştır”
dedi.
Çiçek, 8 Türk askerinin serbest bırakılması sürecine ilişkin bir soru
üzerine, 8 askerle irtibat kurulması için devlet olarak, hükümet olarak çok
değişik seviyelerde çaba gösterildiğini söyledi. Çiçek, şunları kaydetti:
“Bu olayla ilgili, komşu Irak'ta
sıkıntılar sebebiyle merkezi Irak hükümetiyle
ve şu an fiili hakim durumda olan ABD ile temaslar
sürdürülmüştür. Dün meydana gelen sevindirici husus, bu temasların, kararlılığın
sonucudur. Askeri, diplomatik ve siyasi çabaların sonucu olarak dünkü olay
meydana gelmiştir. Bunun dışındaki her türlü görüntü, bir başka maksat içindir.
Kimsenin bu noktadaki tavassutu, gayreti ile dünkü memnuniyet verici husus
meydana gelmemiştir. Onların niyeti başka. Ama dünkü olay, bir şeyi ortaya
koymuştur. Kimler kimlerle iç içe, kimlerle kucak kucağa, kimlerle irtibat
halinde... Mutabakat zaptı da dahil o görüntüye baktığınızda kim kimle beraber,
bu manada tarihi en sağlam belgedir ve orada olanlar suç üstü yakalanmıştır.
İnsani mülahazaları öne çıkararak bu gerçeği kapatmaya çalışmamalıdırlar.”
Çiçek, “DTP'yi mi kast ediyorsunuz?” sorusu üzerine, “O
görüntüde kim varsa evet, onu kast ediyorum” yanıtını verdi.
“TERÖR İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR”
“Bazıları 'insani mülahazalarla gittik, geldik' diyorlar. Terörün olduğu
yerde insani mülahaza olmaz. Terör bizatihi insanlığa karşı suçtur” diyen Çiçek,
şöyle devam etti:
“Bunların dünkü olaya bir dahli olmamıştır. Bir kısım yayınlarda sanki 'bu
teşebbüs olmasaydı bu sonuç olmayacaktı' gibi neredeyse o kişileri bu manada
teşekkürle karşılamamız gereken bir noktaya getirmeye çalışıyorlar. Bu
kesinlikle doğru değil. Biz bir gün evvelden askerlerimizin Türkiye'ye
döneceklerini biliyorduk. Bizde mevcut olan bir bilgiydi. Bunu temin eden de
bizim resmen görüştüğümüz makamlardır. Vaka budur, doğru olan budur. Ancak
bundan kendine pay çıkarmak isteyen bir takım çevreler olmuş olabilir.”
Irak'ın kuzeyindeki oluşumun, olayın çözümüne katkı vermek
için girişimleri olmuş olabileceğini ifade eden Çiçek, ancak görüşmelerin resmi
makamlar üzerinden yapıldığını vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı
George Bush ile yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine Çiçek, şunları
kaydetti:
“Bizim sadece ABD'den değil, PKK'yı terör örgütü olarak kabul eden herkesten
beklentimiz aynı. AB, ABD, Irak hükümeti, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etti. Bu
örgütün faaliyetlerine, yuvalanmasına imkan verilmemesi lazım. Onun kaynaklarını
kurutmanız gerekiyor. Bu suça bulaşanları iade etmeleri gerekir. Bunlar
uluslararası hukukta kabul edilmiş prensiplerdir. Bizim isteğimiz, ABD dahil herkesin bunun gereğinin yapmalarıdır. Eskiden
'terör örgütü yoktu, vardı, dağlardaydı'... Dünkü görüşme, bu mazeretleri
ortadan kaldıran açık bir gerçektir. Terör örgütü orada var. Bunlara ulaşmak hiç
de zor değil, gazeteci gidiyor, Türkiye'den milletvekili gidiyor, dağlarda,
tepelerde bunlarla rahat konuşabiliyorsa Irak'ın hakimi
de konuşabilir, başkaları da konuşabilir.
Bu örgüt, batı dünyasının babası belirsiz çocuğudur. Onların politikasının
bir parçası olarak bu bölgede faaliyet gösteriyor. En büyük zararı bize,
Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlara veriyor. Çünkü orası yeteri kadar
kalkınamamışsa, bunun en büyük sebebi PKK'dır. Terör nedeniyle oradaki pek çok
yatırım yarım kalmıştır. Terör örgütü vasıtasıyla terör, maksadına ulaşmış
oluyor. Türkiye'nin kalkınmasının engellenmesi, kimlerin ekmeğine yağ sürüyorsa
örgüt onların maşası durumundadır. Bunlar, yabancı örgütlerin maşası olarak
Türkiye'ye gelip insanları, bebekleri, hamile kadınları öldürüyor. PKK, bugün
yabancı servislerin kullandığı örgütüdür.”
“IRAK'TA İSTİKRARI EN ÇOK ARZU EDEN ÜLKE BİZİZ”
Bir başka soru üzerine, Türkiye'nin amacının Irak'ın
istikrarsızlaştırılması olmadığını vurgulayan Çiçek, “Irak'ta istikrarı en çok
arzu eden ülke biziz. Çünkü en çok zararı biz görüyoruz. Amacımız, yeni bir
kaosa sürüklemek değil. Hiç arzu etmedik, etmeyiz. Bugünkü sonucun sorumlusu biz
değiliz. Biz savaş çıkmasın diye çalmadık kapı bırakmadık. Bugün de Irak'ın istikrarını istiyoruz. Bu istikrarı istemek,
vatandaşların terör saldırılarıyla hayatını kaybetme sonucunu doğurmamalıdır.
Yeni kaos ortaya çıkmaması ve istikrar isteniyorsa, bunu talep edenler
kendilerine düşeni daha fazlasıyla yapmalıdır” diye konuştu.
Teröre karşı tek bir tedbirden söz edilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, şöyle
devam etti:
“Birden fazla tedbirin alınması ve uygulanması gerekir. Askeri tedbirleri
aldık, bunun gereğini yapıyoruz. Başbakan'ın ABD'de bulunuşu
siyasi, diplomatik bir çabadır. Şu ana kadar herkes Türkiye'nin haklılığını
kabul etmiştir. NATO dahil, AB dahil 'bir ülkenin kendisini koruması hakkıdır'
diyebilmişlerdir. MGK'da diğer tedbirlere ilaveten ekonomik tedbirlere yönelik
tavsiye kararı var. Bir seri kararlar alındı. Bazıları yürürlüktedir. Şu an
bütün ümidimizi, dikkatimizi Washington Zirvesi'ne yoğunlaştırmış değiliz. Diğer
tedbirler de ilgili birimler tarafından alınıyor. Vatandaşlarımız bundan emin
olsun.”
Cemil Çiçek, terör suçlarına idam cezasının yeniden getirilmesi yönünde bazı
görüşlerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine, bu konunun Anayasa dahil
mevzuattan çıkarıldığını anımsatarak, konunun tekrar bu noktaya getirilmemesi
gerektiğini söyledi.
YAYIN YASAĞI
Çiçek, terör olaylarıyla ilgili yayın yasağına ilişkin bir soruyu yanıtlarken
de bunun, basın özgürlüğüne yönelik bir kısıtlama olmadığını söyledi. Terör
olayları nakledilirken başka sıkıntılara yol açılmamasını istediklerini
vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:
“İngiltere'de, İspanya'da ve ABD'de 11 Eylül
sonrasını hatırlayın. Bazı televizyon kanallarında işin ucunun kaçırıldığı
şeklinde bizatihi basın mensupları açıklama yaptı. Biz de tam orada dile
getirilen sebepleri dikkate olarak yasak getirmeye çalıştık. Terörün yapmak
istediği, toplum içerisinde kargaşa çıkarmak, kamu düzenini bozmak. Yayınları
yapanlar bunu istemese dahi... Bunun bir kısım emareleri, işaretleri oldu.
Devlet olarak bu bilgiye sahiptik. Devlet olarak bu yayınlara bu manada bir çeki
düzen verelim dedik. Kuruluşlarımız bu çeki düzeni kendileri verirse buna gerek
yok. Herkes kendi televizyonu, gazetesinde düşünerek, haberin, görüntünün
toplumda yaratacağı sıkıntıyı dikkate almalıdır. Özgürlük, sorumlulukla
beraberdir. Her özgürlüğün beraberinde getirdiği bir sorumluluk vardır. Bu
sorumluluğun yeterince yerine getirilmediğini bu özgürlüğü kullananlar da dile
getirmiştir.”