İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş…
Hep şikayetçi hep bıkkınmış…
Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler. “Saklayalım, zor bulsunlar,
Zor buldukları için belki kıymetini bilirler.! Diyerek başlamışlar tartışmaya…
Sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü.
Kimisi:
- “Everets’in tepesine saklayalım” demiş, kimisi:
- “Atlas Okyanusu’nun dibine” demiş.
Taç Mahal’in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası…
Bir hastanenin yenidoğan odası, dondurma külahı, şarap şişesi…
Sigara paketi, lale bahçesi…
Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş.
Derken meleklerden biri:
- “İÇLERİNE SAKLAYALIM!” demiş… “Kimsenin aklına gelmez içine bakmak!!!”
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklışmış…
Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor, kolay kolay gülmüyor insanın yüzü.
Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk.
Ne başkasının ekmeğinde, ne başkanının evinde, ne de başka bir şeyde.
Bu yüzden gözünüz hep içerde olsun. Siz dışınızı boşverin, içinize bakın…
Hep şikayetçi hep bıkkınmış…
Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler. “Saklayalım, zor bulsunlar,
Zor buldukları için belki kıymetini bilirler.! Diyerek başlamışlar tartışmaya…
Sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü.
Kimisi:
- “Everets’in tepesine saklayalım” demiş, kimisi:
- “Atlas Okyanusu’nun dibine” demiş.
Taç Mahal’in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası…
Bir hastanenin yenidoğan odası, dondurma külahı, şarap şişesi…
Sigara paketi, lale bahçesi…
Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş.
Derken meleklerden biri:
- “İÇLERİNE SAKLAYALIM!” demiş… “Kimsenin aklına gelmez içine bakmak!!!”
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklışmış…
Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor, kolay kolay gülmüyor insanın yüzü.
Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk.
Ne başkasının ekmeğinde, ne başkanının evinde, ne de başka bir şeyde.
Bu yüzden gözünüz hep içerde olsun. Siz dışınızı boşverin, içinize bakın…