Türkiye (A) Milli Futbol Takımı,
dün akşam Moldova ile 1-1 berabere kalarak çok önemli bir puan kaybı daha
yaşadı. Teknik direktör Fatih Terim yine eleştirilerin odağı
oldu...
ÖMER ÜRÜNDÜL: HASTALIĞIMIZ BİR KEZ DAHA NÜKSETTİ
(SABAH)
Grup maçlarında çok kritik bir döneme girmiştik. Artık puan
kaybına tahammülümüz yoktu. Moldova herkesin bildiği gibi çok atletik yapıya
sahip, koşan topun olduğu bölgelerde ikili üçlü sıkıştırmalarla rakiplerini
bozan bir takımdı. Maça hızlı ve atak başladık, erken bir golle rahatlama
peşindeydik. Ancak alışılmış duran toplardan kolay gol yeme hastalığımız bu gece
de nüksetti. ..
... Puan kaybına tahammülümüz olmayan bir dönemde yine 2
puan bırakmak tabii ki bizi iyice zora soktu. Artık Yunanistan maçında 3 puan
almaktan başka çaremiz yok. Eğer o mücadeleden galibiyetle ayrılırsak kritik
Norveç deplasmanında beraberlik bize yarayacak. Dün gece kötü oynadık ama en
önemlisi moralimizi bozmadan işe devam etmemiz lazım.
KAZIM KANAT:
TERİM'İN TUZAĞINA DÜŞTÜK! (SABAH)
Hayır, hayır. Sahadaki Türkiye'nin
takımı değil. Evet, evet. Bu takım hırslarını, kaprislerini aklının önünde tutan
Fatih Terim'in takımı. Türkiye bu kadar kötü ve beceriksiz futbol ülkesi değil.
Son lafımızı ilk söyleyelim: "Terim git artık. Giderken de terbiye özürlü
kaptanın Belözoğlu'nu da al öyle git...
SELÇUK YULA: YİNE AYNI HİKAYE
(FOTOMAÇ)
Şu sonuçlardan sonra tartışmamız gereken konu, Milli
Takımımızın iyi bir takım olup olmadığıdır. İlerleme göstermediğimiz ortada o
yüzden de sorulacak sorular belli: Acaba yerimizde mi sayıyoruz, yoksa geriliyor
muyuz? Dördüncü, beşinci sınıf olan takımlar karşısında galibiyete hasret
kaldık. Bosna- Hersek, Malta ve Moldova maçları en güzel örnekler. Macaristan
karşısında da hakemin büyük katkıları olmasaydı o maç da nasıl biterdi
bilemeyiz. Skorlara göre hareket etmemiz en büyük yanlışımız. Macaristan
maçından sonra 'bu futbolla Moldova'da işimiz zor' diye açık açık yazmıştık. Ama
skor 3-0'dı ya o yüzden yapıcı eleştirilerin hepsi havada kaldı ve popülizm
batağından gidenlerin peşine takılındı.
ERMAN TOROĞLU: BAHANESİ YOK
(HÜRRİYET)
Moldova takımının daha önceki maçlarını bizim teknik
ekipten kim izledi bilemem. Onların en büyük özelliklerinden biri uzun taç
atışı. Golü de taçtan yedik. Eğer bunun önlemini biz alamıyorsak, o zaman
finallere gitme şansımız da olmaz. Böyle bir taç atışında öncelikle kalecinin
çıkıp o topu alması, defansına bırakmaması lazım. Eğer alamayacaksa, o kalecinin
ceza alanı içindeki elleri kolları bana niye lazım ki?...
... Biz teknik,
taktik ve bireysel olarak bu Moldova takımını çözemedik. Ama onlar bizi iyi
ezberlemişler. Eğer maçtan önce teknik direktörleri Igor Dobrovolsky ile
konuşmamı kameraya çekip yüz ifadesini size izletebilseydim, adamın neticeyi
maçtan evvel gördüğünü sizler de görürdünüz.
MUSTAFA DENİZLİ: ARTIK
DÖNÜŞ YOK... (MİLLİYET)
İlk maçta bu defansa karşı attığı dört gol ve
Moldova savunmasının Hakan psikolojisi bizim için avantajdı. Hakan - Gökhan,
Hakan - Ümit ve Hakan - Necati ikilileri kanat toplarını gole ve skora çevirecek
ikililerdir. Ama dün kanat toplarını etkili getirme şansına sahip olamadık.
İbrahim'in sonuçsuz bindirmeleri, Tuncay ve Arda'nın etkin olamamaları
kanatların çalışmamasında başrolü oynadı. Sadece Mehmet Topuz zaman zaman etkili
toplar getirebildi. Ne öndeki fazla adamla neticeye gitmek için deneme yapıldı
ne de başka alternatifler aradık...
İnanılmaz derecedeki avantajımızı,
"Biz artık finallere gideriz" diyen belki de ilk insandım Türkiye'de, benim
düşüncelerimi de rakiplerimizin korkularını da bir yerde ortadan kaldırdık.
Artık bizim için dönüş yok... Şimdi her maçı kazanırsak ümiş ışığı olacak.
İnşallah başarırız...
OSMAN TANBURACI: HUNİYE DÜŞTÜK! (YENİ
ŞAFAK)
Hatalar zinciri ilk yarı bizi mahkum oynattı. Golü yedikten
sonra oyun planında değişiklik yapmamamız ikinci büyük
hatamızdı.
Terim'in sahaya sürdüğü takım mevcutların en iyisi olarak
gözüktü, ancak hiçbir futbolcumuz oyuna ağırlığını koyamayınca futbolun dışında
kaldık!
Geriye düştükten sonra Terim oyunun akışında hiç bir değişiklik
yapmadı, bu intihardı...
Yediğimiz gol de dünya sonu!
ÜMİT
AKTAN: ŞEKER ACIYDI... (TÜRKİYE)
Bir kaç maçtır erimekte olan mum,
bir ara bizim atamadığımız golü Bosna'nın atmasıyla bayram rüzgarı estirdi
Moldova'da ama arkadan Yunan'ın golü, bizim kalabalığı delemememiz mumu
söndürdü.
Lambaya püf dedik...
Grup 2.liği hesapları filan yapmak içimden
gelmiyor.
Tümer'in de oyuna girip bir şeyler ekleyememesi, çok büyük efor
sarf eden Emre'nin yorgunluğu, son dakikalarda hepimize bayramı zehir
etti.
Kısacası..
Dün gece Moldova'da
ağzımıza attığımız badem
şekeri
acımıştı!
ÖMER GÜVENÇ: VATAN, MİLLET, SAKARYA
(AKŞAM)
Yediğimiz golden sonra Fatih Terim "panik yapmayın" diyerek
adeta çırpınıyor. Ama hiçbir faydası yok. Artık milli takım düzeyine gelmiş
futbolcuların bu işi saha içinde kendi aralarında çözmesi gerekir. Bu iş de
teknik direktöre bırakılmamalı.
Olan oldu... Giden gitti.. Çarşamba günü
Yunanistan'la çok önemli bir maçımız var. Kimse bu maçı "Vatan, Millet, Sakarya"
haline getirip futbolcularımızı strese sokmasın...
dün akşam Moldova ile 1-1 berabere kalarak çok önemli bir puan kaybı daha
yaşadı. Teknik direktör Fatih Terim yine eleştirilerin odağı
oldu...
ÖMER ÜRÜNDÜL: HASTALIĞIMIZ BİR KEZ DAHA NÜKSETTİ
(SABAH)
Grup maçlarında çok kritik bir döneme girmiştik. Artık puan
kaybına tahammülümüz yoktu. Moldova herkesin bildiği gibi çok atletik yapıya
sahip, koşan topun olduğu bölgelerde ikili üçlü sıkıştırmalarla rakiplerini
bozan bir takımdı. Maça hızlı ve atak başladık, erken bir golle rahatlama
peşindeydik. Ancak alışılmış duran toplardan kolay gol yeme hastalığımız bu gece
de nüksetti. ..
... Puan kaybına tahammülümüz olmayan bir dönemde yine 2
puan bırakmak tabii ki bizi iyice zora soktu. Artık Yunanistan maçında 3 puan
almaktan başka çaremiz yok. Eğer o mücadeleden galibiyetle ayrılırsak kritik
Norveç deplasmanında beraberlik bize yarayacak. Dün gece kötü oynadık ama en
önemlisi moralimizi bozmadan işe devam etmemiz lazım.
KAZIM KANAT:
TERİM'İN TUZAĞINA DÜŞTÜK! (SABAH)
Hayır, hayır. Sahadaki Türkiye'nin
takımı değil. Evet, evet. Bu takım hırslarını, kaprislerini aklının önünde tutan
Fatih Terim'in takımı. Türkiye bu kadar kötü ve beceriksiz futbol ülkesi değil.
Son lafımızı ilk söyleyelim: "Terim git artık. Giderken de terbiye özürlü
kaptanın Belözoğlu'nu da al öyle git...
SELÇUK YULA: YİNE AYNI HİKAYE
(FOTOMAÇ)
Şu sonuçlardan sonra tartışmamız gereken konu, Milli
Takımımızın iyi bir takım olup olmadığıdır. İlerleme göstermediğimiz ortada o
yüzden de sorulacak sorular belli: Acaba yerimizde mi sayıyoruz, yoksa geriliyor
muyuz? Dördüncü, beşinci sınıf olan takımlar karşısında galibiyete hasret
kaldık. Bosna- Hersek, Malta ve Moldova maçları en güzel örnekler. Macaristan
karşısında da hakemin büyük katkıları olmasaydı o maç da nasıl biterdi
bilemeyiz. Skorlara göre hareket etmemiz en büyük yanlışımız. Macaristan
maçından sonra 'bu futbolla Moldova'da işimiz zor' diye açık açık yazmıştık. Ama
skor 3-0'dı ya o yüzden yapıcı eleştirilerin hepsi havada kaldı ve popülizm
batağından gidenlerin peşine takılındı.
ERMAN TOROĞLU: BAHANESİ YOK
(HÜRRİYET)
Moldova takımının daha önceki maçlarını bizim teknik
ekipten kim izledi bilemem. Onların en büyük özelliklerinden biri uzun taç
atışı. Golü de taçtan yedik. Eğer bunun önlemini biz alamıyorsak, o zaman
finallere gitme şansımız da olmaz. Böyle bir taç atışında öncelikle kalecinin
çıkıp o topu alması, defansına bırakmaması lazım. Eğer alamayacaksa, o kalecinin
ceza alanı içindeki elleri kolları bana niye lazım ki?...
... Biz teknik,
taktik ve bireysel olarak bu Moldova takımını çözemedik. Ama onlar bizi iyi
ezberlemişler. Eğer maçtan önce teknik direktörleri Igor Dobrovolsky ile
konuşmamı kameraya çekip yüz ifadesini size izletebilseydim, adamın neticeyi
maçtan evvel gördüğünü sizler de görürdünüz.
MUSTAFA DENİZLİ: ARTIK
DÖNÜŞ YOK... (MİLLİYET)
İlk maçta bu defansa karşı attığı dört gol ve
Moldova savunmasının Hakan psikolojisi bizim için avantajdı. Hakan - Gökhan,
Hakan - Ümit ve Hakan - Necati ikilileri kanat toplarını gole ve skora çevirecek
ikililerdir. Ama dün kanat toplarını etkili getirme şansına sahip olamadık.
İbrahim'in sonuçsuz bindirmeleri, Tuncay ve Arda'nın etkin olamamaları
kanatların çalışmamasında başrolü oynadı. Sadece Mehmet Topuz zaman zaman etkili
toplar getirebildi. Ne öndeki fazla adamla neticeye gitmek için deneme yapıldı
ne de başka alternatifler aradık...
İnanılmaz derecedeki avantajımızı,
"Biz artık finallere gideriz" diyen belki de ilk insandım Türkiye'de, benim
düşüncelerimi de rakiplerimizin korkularını da bir yerde ortadan kaldırdık.
Artık bizim için dönüş yok... Şimdi her maçı kazanırsak ümiş ışığı olacak.
İnşallah başarırız...
OSMAN TANBURACI: HUNİYE DÜŞTÜK! (YENİ
ŞAFAK)
Hatalar zinciri ilk yarı bizi mahkum oynattı. Golü yedikten
sonra oyun planında değişiklik yapmamamız ikinci büyük
hatamızdı.
Terim'in sahaya sürdüğü takım mevcutların en iyisi olarak
gözüktü, ancak hiçbir futbolcumuz oyuna ağırlığını koyamayınca futbolun dışında
kaldık!
Geriye düştükten sonra Terim oyunun akışında hiç bir değişiklik
yapmadı, bu intihardı...
Yediğimiz gol de dünya sonu!
ÜMİT
AKTAN: ŞEKER ACIYDI... (TÜRKİYE)
Bir kaç maçtır erimekte olan mum,
bir ara bizim atamadığımız golü Bosna'nın atmasıyla bayram rüzgarı estirdi
Moldova'da ama arkadan Yunan'ın golü, bizim kalabalığı delemememiz mumu
söndürdü.
Lambaya püf dedik...
Grup 2.liği hesapları filan yapmak içimden
gelmiyor.
Tümer'in de oyuna girip bir şeyler ekleyememesi, çok büyük efor
sarf eden Emre'nin yorgunluğu, son dakikalarda hepimize bayramı zehir
etti.
Kısacası..
Dün gece Moldova'da
ağzımıza attığımız badem
şekeri
acımıştı!
ÖMER GÜVENÇ: VATAN, MİLLET, SAKARYA
(AKŞAM)
Yediğimiz golden sonra Fatih Terim "panik yapmayın" diyerek
adeta çırpınıyor. Ama hiçbir faydası yok. Artık milli takım düzeyine gelmiş
futbolcuların bu işi saha içinde kendi aralarında çözmesi gerekir. Bu iş de
teknik direktöre bırakılmamalı.
Olan oldu... Giden gitti.. Çarşamba günü
Yunanistan'la çok önemli bir maçımız var. Kimse bu maçı "Vatan, Millet, Sakarya"
haline getirip futbolcularımızı strese sokmasın...